
Double O
BURHAN DOĞANÇAYÜretim Yılı
1970
Boyutlar
127 x 127 cm

BURHAN DOĞANÇAY
d. 1929-2013
Paris Üniversitesi’nde hukuk ve iktisat eğitimi gören Burhan Doğançay, 1953’te doktorasını yaparken Grande Chaumiére Akademisi’nde sanat çalışmaları yaptı. Türkiye’ye döndüğünde ise Ticaret Bakanlığı’nda Dış Ticaret Bölümü Özel Müdürlüğü’den Enternasyonal İzmir Fuarı başkanlığına, oradan İzmir Fuarı Müdürlüğü’ne ve Turizm Genel Müdürlüğü’ne atandı. Başarılarından dolayı Turizm ve Enformasyon Ofisi Müdürlüğü’ne atandığında ise kendi tercihiyle New York’u seçti. New York’ta çalıştığı esnada bir yandan da resim çalışmalarını sürdüren sanatçı 1964’te Paris’e atandığını öğrenince görevinden ayrılarak New York’ta kalmayı tercih etti ve tamamen resim çalışmalarına yöneldi. Bu tarihe dek figüratif resim çalışan sanatçı bir gün Manhattan’da yürürken rastladığı duvardaki afişin yırtılmış parçalarından esinlenerek sanatında değişikliğe gider. Manhattan’daki atölyesinde güneş ışığında oluşan gölgelerin izini yakalamaya çalıştığı kıvrımlardan doğan çalışmaları kaligrafik bir etki yaratır. Bu sıralarda Guggenheim Müzesi Müdürü Thomas Messer’in cesaretlendirmesiyle gölgelerin doğrusal kıvrımlarından hareketle bir grup metal heykel gerçekleştirir. 1969’da Metropolitan Sanat Müzesi’nde 20.yüzyıl sanatından sorumlu olan Henry Geldzahler’in desteği ile Tamarind Taşbaskı Atölyesi’nin bursunu kazanan sanatçının işlerindeki çıkış noktası duvarlardaki yazılar, resimler, sloganlar ve afişlerdir. 1965’ten itibaren pek çok ülke dolaşan Doğançay, gezdiği ülkelerdeki duvarları inceleyip, fotoğraflarını çekerek ve çeşitli biçimlerde kullanmıştır. Duvar resimlerini yaparken kolajdan, duvarlardan sökülmüş afiş, metal ve tahta parçalarından ya da işaret levhalarından faydalanarak, bunları kat kat açılan yüzeyler şeklinde kurgulamıştır. 1974’te resimleri UNICEF kartlarında kullanılmak üzere seçilmiş, 1976’da İsviçre’ye giderek bir süre burada çalışmıştır. 1983’de ise Fransa’nın ünlü Aubusson Fabrikası sanatçının desenlerini duvar halılarında kullanmıştır. “Dünya Duvarları” projesi için 1976’dan başlayarak duvarlardan çektiği diapozitiflerin büyük bölümünü 1982’de Paris’te Georges Pompidou Merkezi’nde sergiler. 1990’ların başından itibaren pek çok seri gerçekleştiren Burhan Doğançay’ın, elbise, can simidi, sepet, ayakkabı, çanta, anahtar, çivi gibi gerçek nesneleri tuvale yapıştırarak kompozisyonlar kurduğu “İkili Realizm” dizisini bunlardan biridir. “Ev Boyacıları” dizisinde ise badanacıların duvarlarda yaptığı deneme boyalarından esinle renk lekeleriyle çalışmış ve bunların arasına metrekare ve fiyat hesapları yerleştirmiştir. “Formula 1” serisinde ise araba yarışları sırasında ilan tahtalarının sürücünün dikkatini dağıtmaması için siyah naylonla kapatılmasından esinlenerek tuval üzerine yerleştirdiği nesnelerin bir kısmını siyah naylonla kapatarak çalışmıştır. Bir diğer serisi olan “Grego’nun Duvarları”nda New York’un tuğla duvarları üzerindeki Grego imzalı duvar yazılarından esinlenir. 1993’te yaptığı “İsviçre Duvarları” serisinde İsviçreliler’in afişlerini özen göstererek yapıştırdıklarını ve duvarlarına zımbaladıklarını gören Doğançay bu seride gölgeler, zımbalar ve İsviçre hatıralarıyla iç içe tasarımlar uygulamıştır. Kent duvarlarının Doğançay için özel bir anlamı vardır: Bunlar zamanın akışının belgeleridirler, sosyal, siyasal ve ekonomik değişimi yansıtırlar, aynı zamanda doğa güçlerinin saldırılarına ve insanların bıraktıkları izlere tanıklık ederler. Doğançay’a göre, kent duvarlarını insan deneyiminin anıtları yapan ve kendi eserlerini zamanımızın bir arşivi haline getiren şey de budur.